Elimdeki dondurma kâsesiyle aşk yaşıyorum şu an. İçimdeki
acıyı böyle söküp atabilir miyim? Peki, kabullenebilir miyim? Bütün kapılarımı
tek bir kişiye açtım bu yaşıma kadar. Yıkılmayacağını sandığım, yıllarca özenle
ördüğüm duvarlarımı tek bir kişi yıkabildi. Onun hayatımdaki yeri bu kadar
özelken, memnun olması için her şeyi yapabilecekken bu acı neden? Oysaki alıştırdığımı
düşünmüştüm kendimi. Kabullenebilirim sanmıştım. Geldiğine acı çekmem
sanmıştım. O zaman bu gözyaşları niye? Bunun adı kıskançlık mı? Hayır, o
duyguyu biliyorum. Bu duygu bambaşka bir şey, kıskanmıyorum, aldatılmış
hissetmiyorum. Ama yüreğim sıkışıyor. Bunun nedenini bilmiyorum. “kız kardeşin”
varlığı ile ilgili yazarken ya da düşünürken her şey o kadar kolaydı ki, acı
çekmeyeceğime emindim. Ama hiç bir şey beklediğim gibi olmadı. İçimdeki acı
yüreğimden taştı ve gözyaşları olup aktı. Bütün acımı dökebildim mi, atabildim
mi içimden?
Hayatta başıma gelen en hüzünlü anları bile atlattım. Her
hüsranın sonunda İYİ OLDUM. Yine olacağım biliyorum. Mantıklı düşündükçe böyle
davranmaya, Onu telaşlandırmaya hakkım olmadığını biliyorum. Onu düşlüyorum
şimdi yanımda. Dizine yatırmış beni, saçlarımı okşuyor, sakinleştiriyor. Acımın
sebebi olmasına rağmen, çarem de O. Peki neden kaçmayı seçtim? Sesi dünya
üzerindeki en güzel, en rahatlatıcı melodiyken, neden telefonu kapattım ki?
Bunu kendi başıma atlatabilir miyim? Atlatırım. Ama içim yine de rahat değil.
Onu hayal kırıklığına uğrattığımı biliyorum. İlk damla gözyaşı gözlerimden
süzülürken fark ettim bunu. Sanırım bu yüzden kaçtım. Sesindeki o tonu duymamak
için.
Üzgünüm Efendim, gerçekten çok üzgünüm. Beni affedin ne
olur, yoksa ben kendimi hiç affedemeyeceğim. Size layık olamadığım için çok
özür dilerim. Emeklerinizi boşa çıkardığım için üzgünüm. Siz olmadan ben hiçim
Efendim. Hayatımın hiçbir anlamı olmaz sizsiz. Size, kudretinize o kadar
muhtacım ki, kelimeler ifade edemez.
Geçecek elbette bu acı. Kalmayacak yüreğimde can kırıkları… Zaten
hakkım bile değilken böyle bir şey, ne bok yemeye kaçtım ki? Neden size
dökmedim gözyaşlarımı.
Sanırım içinden çıkamayacağım bir durumdayım. En azından bu
gecelik. Birazdan yorganın altına girip kafama çekeceğim ve yarın akşama kadar
oradan çıkmayacağım. Buradan çıktığımda daha güçlü olacağım. Çünkü beni siz
eğittiniz, gücünüzden bir parça bahşettiniz içime. Ama şu an en çok ihtiyaç
duyduğum şey sanırım sizin beni affettiğinizi bilmek olacak.
Bütün varlığımla size tapıyorum Efendim. Siz o kadar özel
bir varlıksınız ki, bende o kadar ulaşılmazsınız ki, bazen başkalarının sizinle
aramızda kalacağını ve size asla ulaşamayacağımı düşünüyorum. Bütün korkum,
endişem bu yüzden. Ne olur elimi bırakmayın Efendim L gücünüzü benden esirgemeyin…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder